2023 ÖSYM Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) başvurularındaki önemli düşüş, eğitim camiasında ve veliler arasında geniş yankı uyandırdı. Öğrencilerin sınav başvurularını azalmasının ardında yatan nedenleri anlamak, hem gelecekteki sınav stratejileri hem de eğitim politikaları açısından kritik bir önem taşıyor. Peki, YKS başvurularında yaşanan bu düşüşün sebepleri neler? Öğrenciler bu konuda ne düşünüyor? İşte detaylar.
Öncelikle, YKS başvurularında yaşanan %15’lik düşüşün arkasında bir dizi faktör bulunuyor. İlk olarak, eğitim sistemindeki değişiklikler dikkat çekiyor. Uzun yıllardır süregelen LGS ve YKS sisteminin karmaşık yapısı, birçok öğrencinin sınav sürecinden soğumasına yol açtı. Sınavın getirdiği stres, gençlerin ruh sağlığını olumsuz etkileyerek, başvuru yapma kararını geciktirebiliyor.
Bir diğer önemli etken ise COVID-19 pandemisinin eğitim üzerindeki kalıcı etkileri. Pandemi dönemi boyunca uzaktan eğitimle karşılaşan öğrenciler, geleneksel sınıf ortamından uzak kaldıkları için motivasyon kaybı yaşıyor. Online eğitimde derslere katılmanın getirdiği zorluklar, pek çok gencin YKS başvurusunu tekrar değerlendirmesine sebep oldu. Öğrenciler, online ortamda etkin öğrenme yapamadıklarını ve bu nedenle sınav başarılarının düşük olacağından endişe ediyorlar.
Ekonomik koşullar da bu düşüşte ayrı bir yere sahip. Son yıllarda artan enflasyon ve yaşam standartlarındaki düşüş, ailelerin eğitim harcamalarını kısıtlama eğiliminde olmalarına neden oldu. Eğitim materyalleri ve sınav hazırlık kursları gibi giderlerin artması, öğrencilerin psikolojik olarak sınavdan vazgeçmelerine yol açabiliyor. Bu durum, doğrudan YKS başvuru sayısına yansıyor.
Öğrencilere hedeflerine ulaşmak için geçirdikleri süreçleri sorduk. Birçok öğrenci, sınav sisteminin karmaşıklığından ve gereksiz baskılardan dolayı motivasyon kaybı yaşadıklarını ifade etti. Bazıları, YKS gibi büyük bir sınavı geçmenin onlara duygusal bir yüktülük getirdiğini belirtti. Bu noktada, eğitimcilerin ve yöneticilerin, gençlerin ihtiyaçlarına yönelik daha esnek ve anlayışlı bir yaklaşım geliştirmesi gerektiği öne çıkıyor.
Ayrıca, eğitimin niteliği konusunda da köklü değişiklikler yapılmasının elzem olduğu görülüyor. Öğrencilerin ilgi ve yeteneklerine göre daha seçici bir sistemin benimsenmesi, gençlerin motivasyonunu artırabilir. Bunun yanı sıra, psikolojik destek programlarının ve sınav kaygısıyla başa çıkma yöntemlerinin yaygınlaştırılması da son derece önemlidir. Bu tür destekler, öğrencilerin sınav sürecinde daha az kaygı duymasına ve daha sağlıklı kararlar almalarına yardımcı olabilir.
Bütün bu faktörler göz önünde bulundurulduğunda, YKS başvurularındaki düşüşün nedenleri karmaşık ve çok yönlü bir durum olarak karşımıza çıkıyor. Eğitimciler, aileler ve öğrencilerin ortak bir şekilde bu sorunları tartışarak, çözüm yolları araması gerekmektedir. Gelecekte, YKS gibi kritik bir sınavı başarıyla geçebilmek için tüm tarafların işbirliği içerisinde çalışması büyük önem taşıyor. Sonuç olarak, YKS başvurusundaki düşüş, sadece bir istatistiksel veri değil, aynı zamanda daha derin sosyal ve psikolojik sorunların bir yansımasıdır. Bu durumu aşmak için eğitim sisteminin yeniden gözden geçirilmesi ve öğrencilere daha fazla destek sağlanması gerektiği açıktır.